İSMİ KADAR Seçkin, SOYADI GİBİ Tekin BİR ADAM
Eski kadınlar pazarını geçip Konak Mahallesine çıkan yokuşa doğru yöneldiğinizde karşınıza çıkan tek katlı şirin ahşap binanın hemen solunda Roma
sarnıçına benzeyen mini bir pınar vardı. Yarım daire seklinde tuğla ile yapılmış mini havuzun içersinde biriken suyu Konak Mahallesi‘nin sakinleri ev işlerinin yanı sıra bağ ve bostanlarının sulamasında kullanırlardı. Benim için ise bu mini pınar, diger çocuklar gibi oyun oynama yerimdi. Pınarda yaşayan kurbağların saklandıkları yerleri keşvedip, şimdi düşündüğümde onlara hiç te hoş olmayan muzurluk yapma eğilimleri, eğitici ve öğretici oyun aktivitelerim arasındaydı.
Pınarı geçip yokuşu çıkmaya başladığınızda 1800 yillarinda Alaplı`nın önde gelen ayanlarından Yazıcızade Hüseyin Bey‘in 1850 yıllarında insaa ettirdigi görkemli duruşuyla ahsap bina karşılar(dı). Ahşap Konak, eski adıyla ‘‘Samako‘‘ olan Alaplı‘ya kuşbakışı konumuyla her taraftan görünür(dü). Konaktan Alaplı‘ya baktığınızda ise Alaplı ayaklarınızın altında durur(du). Bu ahşap bina bulunduğu mahalleye de adını vermişti. Konak Mahallesi sakinleri Alaplı’nın köklü ailerinden olduğu için Alaplı‘ da gelişen güncel olaylardan doğal olarak hemen haberdar olurlardı! Ben de çocukluğumda konuşulan konulara kulak kabartır, konuları çocuk aklımla yorumlamaya çalışırdım. Konak‘ın ikinci katında oturmamızdan dolayı da herşeyi duyup gördüğümüzü sanırdım!! O zamanlar ikinci katta oturmak bana yüksek gelirdi.
Kaç yaşlarındaydım şimdi tam hatırlamıyorum ama bir gecenin zifiri karanlığında yatağımızdan silah sesleriyle uyandık. Evin ışıklarını yakmadan olayın nerede çereyan ettiğini tahmin etmeye çalışan ev halkının merakı bittikten sonra yatağıma döndüğümü, hemen ertesi günün sabahında ise akşam nelerin yaşandığını arkadaşlara sorup öğrenmeye çalışmıştım.
Alaplı’nın girişinde bulunan köprü üzerinde birileri silahlı çatışmaya girmişti.
Kimler, neden çatışmıştı?
Ölü var mıydı?
Öğrenememiştim!...
Ama olay yerine ilk giden kişinin Seçkin abi olduğunu öğrendim.
Hani şu çarşıda fırını olan……
Mis kokulu francalı ekmekleri satan Seçkin abi…
Siyah kalın çerceveli gözlüklü……
Yaralıları alıp en yakın hastaneye yetiştirmiş, üzerinden pijamalarını dahi çıkarmadan olay yerinde bitivermiş.
Alaplı`nın açil hızır servisi gibi.
Daha sonraki yıllarda Alaplı‘ da buna benzer olaylar yaşanmıştı.
Bir kadının silahıyla oynarken kocası tarafından yanlışlıkla vurulduğunu hatırlıyorum. Seçkin Abi yine hızır gibi yetişmiş, kadını kuçaklayıp hastaneye ulaştırmıştı.
Sanki zaman ve mekan kavramlarının üstünde yaşayan, istediğim zaman istediğim yerde olurum, ‘‘ben ab-i hayati içmişim‘‘ der gibi kimsenin olmadığı yerde bitiveriyordu Seçkin Abi. İnsanların zor anlarını kollar gibi Alaplı`nın üzerinde yardıma ihtiyaç duyan kim var kim yok buluyordu.
Yıl 1978…..
Ayını gününü hatırlamıyorum…..
Gençlik hareketlerinin yoğun şekilde yaşandığı dönem…..
Alaplı Kadınlar Pazarının bulunduğu alandaki bir kahvede sol ve sağcı gençler hareketli bir tartışma içersindeler.
Gecenin ilerleyen bir zamanı.
Kahvede ben de varım.
Herkes gergin, bakışlar sert.
Yoğun sigara dumanı.
İlk hareketi kim yapacak?
Gençler temkinli, herkes sağını solunu kolluyor……
Ve derken beklenen oluyor……
Bir otomobilin farları kahvenin içersine yöneltiliyor.
İçeriye bir kac el mermi sıkılıyor.
Panik havası, bir mermi ampülü parçalıyor, içerisi zifiri karanlık, dışarıda çatisma kısa bir süre daha devam ediyor.
Ve sonra sessizlik.
Bir arkadaşımız vuruldu!
Olay yerine ilk geleni artık biliyorsunuz.
Söylememe gerek yok!
Seçkin Abi…
İsmi kadar SEÇKİN, soyadı gibi TEKİN.
Adam gibi adam.
Geçen yıl izindeyim. Uzun süre görmediğim ve Alaplı dışında oturan akrabalarımdan birini gördüm. Hoş beş sohbet sonrası hayırdır dedim, sen Alaplıya bu mevsimde uğramazdın!
Seçkin aradı, amca oğullarından biri ağır hastaydı, durumu ağırlaşmış belki bir daha göremezsin atla gel dedi, o nedenle geldim, dedi….
Zaman ve mekan kavramlarının üstünde yaşayan, istediğim zaman istediğim yerde olurum, ‘‘ben ab-i hayati içmişim‘‘ diyen Seçkin Abi, yardıma ihtiyaç duyan kim var kim yok yardıma devam ediyor.
Haberiniz ola
İlhami Yazgan / Köln / 25.05.2011
|
